Prof. Dr. Ramazan Kargın, kalp hastalığı olanların oruç tutma kararını, tedavilerini yürüten hekimle birlikte alması gerektiğini bildirdi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Ramazan Kargın, açıklamada, Müslüman alemi için büyük öneme sahip ramazan ayının birçok faziletlerinden birinin de oruç ibadetinin vücut sağlığı için faydaları olduğunu belirtti.
Kalp damar hastaları için de bu ayın ayrıca önem taşıdığını dile getiren Kargın, ilerlemiş kalp hastalığı olanlarda veya belirtileri ani başlayanlarda hastalığa bağlı yaşamsal risk durumu oluşabildiğini, oruçlu günlerde uzun süre gıda ve sıvı alınmamasının hassas olan vücut fonksiyonlarında değişikliklere yol açabildiğini vurguladı.
Kargın, "Kalp damar hastalıkları, ritim bozuklukları, yüksek tansiyon ve ileri evre kalp yetersizliğine kadar değişebilen birçok hastalığın tek bir tipini veya birçoğunu birlikte barındırabilir. Bu hastalıklarda uygulanan tedavi ile klinik durum hemodinamik olarak normal şartlarda tutulmaya çalışılıp, hasta şikayetlerinin giderilmesi amaçlanır. Ancak, bazen klinik durumun karmaşık olması veya hastalığın ani başlaması nedeniyle hastane şartlarında da tedavi uygulamaları yapılır. Dolayısıyla hastalığın tipi ve şiddetine göre oruç tutma kararı, takibini yapan hekimle birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir." diye konuştu.
"Hastalar oruçlu oldukları dönemde de ilaçlarına devam etmeli"
Hastaneden taburcu olan hastalarda kalp krizi geçirenlerin, stent takılanların, kalp yetersizliği olanların birkaç hafta, kalp ameliyatı ya da kalp nakli olanların ise aylar sonra günlük aktivitelerini rahat bir şekilde yapabilecek duruma geldiklerini belirten Kargın, bu hastaların ancak günlük aktivitelerini rahat şekilde yaptıkları dönemden itibaren oruç tutmaya başlayabileceklerini aktardı.
Kargın, şöyle devam etti:
"Devam eden göğüs ağrısı, nefes darlığı ve rahatsızlık veren çarpıntı, kontrol altına alınamayan kan basıncı, ileri evre kalp yetersizliği ya da yüksek doz ilaç alan kalp hastalarında klinik durum değişkenliğinin fazla olması ve daha yoğun ilaç alması gerektiği için bu hastalarımız oruç tutmayabilirler. İlaç tedavisi ile kardiyak şikayeti düzelen, kan basıncı normal seyreden, yakın zamanda hayatını tehdit eden bir kalp rahatsızlığı ya da ameliyatı geçirmemiş hastalarımız, sahur veya iftarda ilaçlarını almak koşuluyla oruçlarını tutabilirler. İlaç tedavisinin ayarlanması oruç tutmadan önce yapılmalıdır. Hastalar oruçlu oldukları dönemde de ilaçlarına devam etmelidir. Günde tek doz ilaç kullananlar sabahki ilaçlarını sahurda, akşamki ilaçlarını iftarda alarak tedavilerine devam edebilirler. Önemli olan ilacın her gün aynı saatte alınmasıdır."
Prof. Dr. Ramazan Kargın, ramazan ayında da sağlıklı beslenme alışkanlıklarına devam edilmesi gerektiğini, iftar ile sahur arasında yeterli ve dengeli bir beslenme ile sıvı alımının önemli olduğunu anlatarak, "Ramazan ayında da kalp sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Oruç tutma kararını tedavimizi yapan hekimimizle birlikte değerlendirmeliyiz. İlaçların kullanım düzeni önceden belirlendikten sonra, iftar ve sahurda doğru ve ölçülü beslenerek, yeterli sıvı alarak oruç ibadetimizi yapabiliriz." ifadelerini kullandı.